24 Mart 2016 Perşembe

Silmarillion

                                                Silmarillion


                                                              (Okurken iyi gider)
Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit üçlemeleriyle hayran kitlesi edinen yapımların atası.  Tolkien¹in ölümünden sonra oğlu Christopher Tolkien tarafından, daha sonra ünlü bir fantastik hikâye yazarı olacak olan Guy Gavriel Kay yardımı ile İngiliz yazar J. R. R. Tolkien'in destansı Orta Dünya hikâyelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş 1977'de yayımlanmış epik kitap. Yüzüklerin efendisi ve Hobit filmlerinin hikayesinde tanrı olgusuna hiç değinilmez. Ancak yaradılış esnasında semavi dinlerde olduğu gibi herşeye gücü yeten bir varlıktan söz ediliyor. (Yüzüklerin Efendisi Numenorun Çöküşünde 'Tek Olan' şeklinde anılır) Silmarillion Dünyanın kurulmasından öncesini ve kuruluşunu ele alıyor ve Iluvatarın esas yaratıcı olduğunu gürüyoruz.Gerçek dünyada yaşandığı gibi helaklar, yok oluş ve yeniden var oluşlar yaşanıyor. 
 Tolkienin yarattığı bu evrende gerçek olayların , kadim hikayelerin benzerlerini görüyoruz. Kendisi de katolik hristiyan olduğu için bunun etkilerini hissediyoruz. Tolkien filolog kimliğini bu evren için oluşturduğu dillerde yoğun bir biçimde kullanmış.

Kitaptan kavramlar

Eru Uluvatar: Tek olan;her şeye gücü yeten tek yaratıcı
Valar:Zamanın başlangıcında  Arda'yı (dünyayı) koruyup yönetme görevini üstlenen ulu Ainur/ ''GÜÇLER'' (tekili vala)
Ainur:Kutsal olanlar; Valar ve Maiar sınıfı
Maiar:Valardan bir sonraki kademede bulunan Ainur

Manwe:Valar'ın reisi, Sulimo, Eski Kral ve Ardanın Hükümdarı diye anılır.
Ulmo:Suların efendisi- Denizin kralı diye anılır
Aule:Demircilerin ve zanaatkarların efendisi, Yavannanın eşi
Cücelerin yaratıcısı


Orome:Vaların büyük avcısı, Cuivienen'de Elfleri ilk yöneten Vala'dır. Ormanların efendisi, Vana'nın eşi, Nessa'nın kardeşi ve sekiz Aratar'dan biri. Adı Quenya'da boru üfleme veya boruların sesi anlamına gelir.

Mandros:Yargıç

Irmo: Hayallerin ve rüyaların efendisi. Yaşadığı yer Lόrien'deki bahçelerdi. Eşi ise yaraların ve yorgunluğun şifacısı olan Estë.

Tulkas:Valar arasında kuvvetçe en üstün ve özü cesaret olandır. Arda'ya en son o vardı. Güreşmeyi ve kuvvet müsabakalarını severdi. Ata binmez ve yorulmazdı, çünkü ayaklarının koşabildiği her işte üstün gelirdi. Saçları ve sakalı altındandı. Bedeninden sağlık fışkırırdı, silahı sadece elleriydi. Ne geçmişe ne de geleceğe yorardı kafasını.Eşi Nessa'ydı, Oromë'nin kardeşi. Nessa kıvrak ve çabuktu. Geyikleri severdi. Dans etmeyi de severdi.



Valar Kraliçeleri (Valier):

Varda. Yıldızların hanımı diye anılır. Manwé'nin karısı ve onunla Taniquetil'de yaşar. Yıldızları yarattığı için Elflerin sevdiği Valie'dir.
Yavanna:Aulë'nin eşidir. Toprakta yetişen her şeyin sevgilisiydi ,onların sayısız biçimlerini aklında tutardı. Valar Hanımları arasında saygınlık bakımından Varda ile yan yana dururdu.
Kadın görünümünde; uzun boylu, yeşil giysiler içinde gezinirdi. Eldar'ın dilinde adı Kementári, Yeryüzünün Hanımı'ydı. Bazıları onu cennetin altında bir ağaç olarak görmüşlerdi.
Nienna: Mandros ve Lorienin kız kardeşi; merhamet ve matemin hanımı

Estë Irmo'nun eşiydi. Estë yaraların ve yorgunluğun şifacısıydı. Giysileri griydi. Kendisine  huzur bahşedilmişti. Gündüzleri dolaşmazdı.  Lόrellin Gönde ağaçların gölgelediği bir yerde uykuya dalardı.
Vairë,Dokumacı'ydı.Námo'nun eşiydi.Hikayelerinden örülü ağlarına zaman boyunca olup bitmiş her şeyi dokurdu
Vána; Oromë'nin eşi, Yavanna'nın küçük kardeşiydi. O geçerken, eğer gözü çiçeklere değerse sürgün verir, çiçeklenirdi ve tüm kuşlar şakırdı.
Nessa: Oromenin kız kardeşi, Tulkasın karısı.

Maiarlar:  Valardan bir sonraki kademede bulunan sınıf.


Eönwe:Manwenin habercisi


Ilmarë:Vardanın odalığı. Onun ismi Elfçede Yıldız Işığı anlamına gelir.Fin mitolojisindeki Kalevala Destanında geçen gök tanrısı lmarinenden geldiği bilinmektedir

Tilion:Ayı idare eden Maia

Ossë: Ulmo'nun tebaasındandı. Orta Dünya'nın kıyılarına vurup yıkayan denizlerin efendisiydi. Derinleri değil, kıyılar ve adacakları severdi.

Uinen: Orta Dünya'da bir kurgusal karakter. Ossë'nin eşiydi. Denizlerin Hanımı adıyla bilinen Uinen'in saçları uçsuz bucaksız denizler boyunca uzanırdı.

Melian (Melyanna): Tolkien Evreninde kurgusal Maiar kahraman. Adının anlamı "Sevgili Armağan" dır. Yavanna'nın akrabası, Eldar (Elf) Kral Elwe (Elu Thingol)'nin karısıdır. Eşiyle birlikte Doriath yönetirler.

Arien:Valar'ın, güneşin taşıyıcısına yol göstersin diye Maiar arasından seçtiği kız. Ağaçların devrinde Arien Vána, bahçelerinde altın çiçeklere bakar, onları Laurelin'in pırıltılı çiğ taneleri ile sulardı. Arien seçilmişti çünkü Laurelin' in harı da alevi de onu yakmaz, korkutmazdı; ateşin özünü taşıyordu içinde ve Melkor ' un yolundan çıkarıp da kendi hizmetine katamadıklarından biriydi. Öylesine parlaktı ki Arien' in gözleri, Eldar bile güçlükle bakardı; Valinor 'dan ayrılırken Valar gibi orada almış olduğu formu ve giysiyi çıkarıp attı üzerinden ve bütün ihtişamıyla parıldayan çırılçıplak bir alev oldu.




Gothmog:Balrogların efendisi; Angbandın yüksek lideri.



Sauron:Kara Efendi , Vala Aulë’nin Maiası iken , dünyanın kara düşmanı olarak adlandırılan Vala Melkor’un tarafına geçti ve onun sağ kolu oldu. Başlangıçta iyi Maiar safında olan Sauron, böylelikle sonradan karanlık tarafa geçmiş oldu.


Tar-Calion(Ar-Pharazon) ölümünün yaklaştığını hissederek Sauronun son tahriğine uyar, Yasak'ı delerek tanrılardan sonsuz yaşamı zorla almak için Batıya yelken açtı. Valar (güçler) isyanla yüz yüze kalıp afalladı Tanrıdan yardım istedi. Denizin ortasında derin yarık açıldı Tar-Calion ve donanması buraya sürüklendi. Kutsal kitaplarda bahsedilen Musa- Firavun hikayesinin bir benzerini görüyoruz.

Yaratılış esnasından önce de ahengin sebebinin farkına varamayan ve bunun dışına çıkan Melkor Iluvatar karşısında sonradan öfkeye dönüşecek bir utanç yaşadı. Iluvatarın dünyayı hiçlik içinde var ederken Ainur ve Melkorun ahenklerinden oluşturduğu belli oldu ama onlar bile yaptıklarının farkında olmamışlardı. Melkor hile yaptı; Iluvatarın çocuklarına (Elf ve insanlara ) cennet bahçesi olsun diye bahşetmeye yeminler ettiği armağanları onları kendine kul köle etme amacıyla yaptı. Her bir benliğe efendi olmak için...( Burada da İblisin baş kaldırışını görüyoruz Melkorda.)

Dünyayı şekillendiren Valar(güçler) ve Melkor karşı karşıya geldi elfler bile pek az şey öğrendi bu savaş hakkında. Dünyaya hakim olacağını söylemişti Melkor ve Valar'ın yarattığı her şeyi altüst etmeye huzurun yeşermesine müsade etmeyeceğini gösterdi. Yine de Vaların emeği boşa gitmedi, yine her şey olacağına varıyor Iluvatarın çocuklarının yurdu hazırlanıyordu zamanın derinliklerinde ve sayısız yıldızın ortasında...





Quendi: Seslerle konuşanlar (elflerin kendilerine verdikleri isim)

Cüceler:Aule tarafından yaratıldılar. Kendilerine Khazad adını verdiler.

Yaratılışlarına dair














15 Mart 2016 Salı

İlahi şaka

Merhaba. Bu ara her zamankinden daha ağır bir atmosfer yaşıyoruz ülke olarak. Bunları hak edecek ne yaptık sorgusunu hiç bir zaman anlamlı bulmadım. Etme bulma dünyasına inanmadım, ilahi adaletin tecelli edişini görmedim. Türkiyenin de bir aydınlanma yaşayıp esas sorumluların aklımıza gelecek kısaltmalı terörist faaliyetlerden ziyade demokratik şekilde seçtiğimiz kişiler olduğunu idrak edeceğimizi sanmıyorum, sanmak isterdim ne olur şaşırtın bizi... Sıradan akşamüstünü yaşamayı, evine ailesine gitmeyi uman insanların durduk yere terör saldırısına uğraması ve bu kadar alakasız insanların bile 'onlar bizden değil cahapali, hedapali, pekakali' diye kolayca yaftalanması, kendi gibi düşünmeyen herkesi kolayca üzerinde yaşadığı vatana ihanetle suçlamak bu kadar ucuz olmamalı. Vatan hainliği dile pelesenk olacak kadar basit bir şey değil. Hiç beklemediği, hak etmediği halde yakınlarını kaybeden herkese baş sağlığı diliyorum hala nefes alanlara sabır ve akıl sağlığı...

Bunca yoğun ülke gündemine rağmen asıl can sıkıntımın da 3 senedir yoldaşım olan 2 kedimin ölümü oldu. Zaten sorgulayışımın tavan yaptığı bir dönemde böyle sınanmak ağır geliyor. Büyük tepki veren, ağlayarak boşalan ve rahatlayan biri değilim ve içime oturuyor; en yakın arkadaşıma bile anlatmak gelmiyor içimden. Mutluluk paylaştıkça çoğalır acı paylaştıkça azalır zırvasına katılmıyorum. Bıyıklı birlikte çok zaman geçirdiğim hatta beraber uyuduğumuz için özeldi. Gözlerinde diğer hayvanlarda göremediğim bilinçli ve karakteristik bir şey vardı. İletişim kurabildiğimizi düşünüyorum ve güven duygusunu hissettim onda. Fip teşhisi konulduğunda önceden atlatan bir kedimiz olduğu için umut hep vardı ama ilerledikçe işlerin çok boktan gideceği belli oldu. Dillendirmesem de öleceğini biliyordum ve olabildiğince çok vakit geçirdim güçten düşünce veterinerimize bırakmak gerekti ve ablamın da artık üzülmemesi için haber verilmedi. Kaybettiğimizi öğrendik ve bunla yaşamaya devam ediyoruz. Ben yoksunluğunu hissediyorum Bıyıklı çok özeldi benim açımdan. Bir kaç saat önce de çirkin diyebiliceğimiz 'Gürbey' ani şekilde rahatsızlandı, aramızdan ayrıldı. İlahi bir şaka gibi dün ve bugün 'bu bile yaşıyor hala ' demiştik geçmeyen enfeksiyonu ve kapanan gözleri yüzünden. Espri anlayışı kuvvetliymiş...

 Canım sıkılıyor