13 Mart 2017 Pazartesi

Bill Simmons: 50 Shades of Westbrook

NBA yorumcusu Bill Simmons'ın Westbrook hakkında yazdığı yazıdan bahsedeceğim.

                                           50 Shades of Westbrook

''Gelmiş geçmiş en atletik NBA oyuncusu? En büyük 'top bencili'? OKC'nin triple double makinası veya hepsi.

Yazı girişten itibaren sert ve çarpıcı manşetler taşıyor. Seveni sevmeyeni herkes ertesi gün acaba bugün de triple double yapmış mı diye skorlara bakıyor. Oscar Robertson'dan sonra bir sezonu triple double ortalamayla tamamlayan ikinci oyuncu olmaya çok yakın halihazırda. Şimdiye dek 66 maçta 32 sayı, 10.5 ribaund ve 10 asist ortalamalarıyla göz kamaştırdı. Ancak bu parıltı Bill Simmons gibi yorumcuların gözünü boyamaya yetmedi.

Bill Simmons:
'' İstediklerinde 3'e 1 hücumda turnike atabilen 4 oyuncuya şahit oldum. Genç Charles Barkley, genç Derrick Rose, LeBron James ve Jordan.  Westbrook bu 4 oyuncuyla aynı basketbol genlerini paylaşıyor. Barkley aynı bir 'yük treni' gibiydi. Jordan ayak oyunlarını en iyi yapan, havada asılı kalabilen ve bunlarla birlikte en iyi basketbol zekasına sahip oyuncuydu. Rose ve Westbrook gördüğüm en hızlı oyuncular. Ve tabiki LeBron, Westbrook'un daha büyük, daha güçlü ve acımasız versiyonu. Ancak Westbrook'un doymak bilmez bir skor açlığı var. Satranç masasındaki genç LeBron ise Magic Johnson olmayı Jordan olmaya tercih ederdi. Takım arkadaşlarını beslemeyi öncelerdi.
   1962'deki Wilt Chamberlain bile Westbrook kadar topun mutlak hakimi olmadı. Basketbol, 5 oyuncunun birlikte topu paylaşarak ve yardımlaşarak oynadığı bir oyun. OKC, 77 Blazzers 86 Celtics, 05 Suns ve 2015 Warriors'ın zıt kutbu şu an. Westbrook'un tek kişilik oyununda takım arkadaşları onun için sahne dekoru.



Ve onu izlemek muhteşem..

Ama onun takımında oynamak ister miydin?

Rekabetçisin, ribaundları alıp savunma yapıyorsun (Steven Adams'sın)
İyi antrenman yapıyorsun (sen Andre Roberson'sın.)
Sık sık yardım gelip sıkıştığında soğuk olsan bile iyi bir şut atman bekleniyor (sen Alex Abrines'sin.) Bir süre sonra kendini kötü hissediyor ve senden derhal şut imkanı yaratmanı bekliyor çünkü topu ne zaman geri isteyeceğini asla bilemezsin (Victor Oladipo'sun.) .

Westbrook'un takım arkadaşları böyle mi hissediyor? Aslında keyifli gibiler, buna karşın doğanın gücü daha önce de superstarları Stokholm sendromunu yaşattı. (Bkz Bryant, Kobe.) Durant Warriors için takımdan giderken OKC koçu Billy Donovan gerçekleştirdiği iki nokta vardı. İlki, Westbrook'un 1988 Jordan gibi hücumu sürüklemesi ve ikincisi OKCnin en iyi ihtimalle iç-dışbest servisi yapması. Yalnızca Westbrook'a sipariş verebilirsin. Onlar Westbrook'a hamburger yanında patates kızartması, soda ve milkshake servis eder.


Jordan 1987'de topu hakimiyetine aldığında (37 sayı ortalamasıyla) basketbolu kişiselleştirmişti. Kobe 2006'da topu hakimiyetine aldığında (35.4 sayı ortalamsı ve 81 sayı dahil olmak üzere),üçgen hücum, alan boşaltma gibi sistemlerin içerisindeydi . Donovan da her zaman Westbrook'tan NFL oyuncusu  Ezekiel Elliott gibi bayır aşağı koşmasını istiyor. Böylece OKC de modern yollarla köşede şutörleri bulabilir ya da perdeleri kullanıp pozsiyon bulablir. Çoğu savunmacı perdenin altından geçerek Westbrook'un düzensiz dış şutunun kaçmasını umuyor. Tersi olursa Westbrook'un boyalı alana girme tehlikesi var.
Savunmacıları kaydırabilirse takım arkadaşlarını bulma fırsatı doğuruyor; içten-dışa böyle çalışıyor.

LeBron’un 2015 sezonu (CAVS'deki sakatlıklar nedeniyle), LeBron’un 2009 sezonu (formda Orlando tarafından saf dışı bırakılmış CAVS) ve Westbrook’un 2016 sezonu benzerlikler taşıyor. Klay Thompson alev alıp seriyi çevirmese şampiyonluk şansı da vardı. Tek sorun: O zaman Durant'e sahipti. Tekrar olmayacak...

9 Mart 2017 Perşembe

NBA'de Yılın Çaylağı

2016 Draft sınıfı pek de parlak olmayan bir oyuncu havuzuydu. Bu sezon aslen 2014 draftının 3 numarası <strong>Joel Embiid</strong> ön plandaydı. Çeşitli sakatlıklar sonucunda ancak bu sezon parkelere adım atan potaaltı oyuncusu hem renkli kişiliği hem 76ers taraftarına umut vermesi açısından yıldız olma potansiyelini gösterdi. Hem tanking hem Joel'in sakatlık riski sebebiyle çok fazla maçta dinlendirildi ama adı yine de All Star'da anıldı ve önümüzdeki yıllarda yer almaması için hiçbir sebep yok. Zayıf draftın en büyük kazancı oldu ve oynadığı 31 maçta 20.2 sayı, 7.8 ribaund, %78 serbest atış, %46 saha içi ve %36.7 üç sayı yüzdeleriyle bu yılın en büyük çıkışını yaptı.
<strong>Ancak sezonun geri kalanında oynamayacağı haberi gelince şimdiye dek çok da ön plana çıkmamış isimler yılın çaylağı yarışına dahil oldu</strong>.


Anadolu Efes'te izlediğimiz ve yine 76ers'ın aslında rotasyon olarak kullanmak istediği <strong>Dario Saric</strong> Embiid'in yokluğunda yılın çaylağına adaylardan biri. Aslında bu sezonun en çok beklenen genç yeteneği Ben Simmons'ın sezon öncesinde sakatlanması ve riske etmemek adına gelecek sezon oynayacağının açıklanması Saric açısından büyük bir fırsat doğurdu. Son 10 maçta 18.1 sayı 9.1 ribaund ve 4.3 asist ortalamalarıyla sıçrama yaptıysa da sezon genelinde %40 civarında saha içi yüzdeyle oynadı. Şimdiye dek 63 maçta 11.6 sayı, 6.3 ribaund ortalamaları yakaladı.



<strong>Malcolm Brogdon</strong> Jason Kidd tornasından geçiyor, bu onun için meşakkatli bir süreç oldu. Sezon başında şampiyon takımın yedek guard'ı Matthew Dellavedova'yı ilk beş görüyorduk. Aslında sadece Bucks'ın saha içi oyun kurucusu Giannis Antetokounmpo'ydu, Dellavedova topu karşı sahaya getirmekle ve ceza şutları ile görevliydi. Ama bu konuda istenileni veremedi ve çaylak Brogdon için fırsat doğdu. Şimdilik Saric'in arkasında görünüyor yılın çaylağı adaylığında ama son 5 maçta %50 ile üç sayı atıyor ve All Star arasından beri %46 ile hücum ediyor. <strong>Saha içi isabetinde uzun çaylakaların arkasından 5. sırada olması onun için büyük bir artı ve asist konusunda da zirvede.</strong>


Malcolm Brogdon'ın en çok ses getiren anı

<strong>
Marquese Chriss</strong>
Çeşitli kategorilerde çaylak sınıfının en formda ismi. Son 10 maçta 10.8 sayı ve 47.7 saha içi isabetiyle oynuyor. All Star arasından beri %56 saha içi yüzdesiyle mücadele ediyor. Celtics'e karşı oynadığı maçta 5 blok yaparak Joel Embiid'e ortak oldu. Daha önce 2002'de Amare Stoudemire çaylak sezonunda bu rakama ulaşmıştı.



<strong>Buddy Hield</strong>
Sezon öncesinde Kobe ile antrenman yapma şansına nail olmuş bir genç. Sezona çok iyi girmişti, ilk 6 maçta %53 isabetle oynuyordu ancak sezon genelinde %40.6'da kaldı. Cousins takasıyla Sacramento'ya giden çaylak oyuncu %48 gibi harika bir üç sayı yüzdesi yakaladı. Sezon genelinde de yayın gerisinden %38 ile hedefi vuruyor.



<strong>Willy Hernangomez</strong> NYK'un durulmayan gündeminde olumlu bir biçimde ön plana çıkan yegane şey! Aldığı kısıtlı sürelere rağmen nasıl bir ribaund canavarı olduğunu gösterdi. Çaylaklara arasında Saric'den sonra ikinci en iyi ribaundcu ve bitiriş yüzdesi açısından dikkat çekici bir oyuncu.

<strong>Jaylen Brown</strong> . Büyük takımda oynamanın güçlüğünü yaşıyor. Beklenti de vardı ancak sezonun ilk bölümünde kısıtlı dakikalar aldı. All Star arasıyla birlikte ortalama 26 dk süre aldığı maçlarda 12.4 sayı, %55 saha içi, %47 üç sayı yüzdesiyle bir çıkış yakaladı.

<strong>Isaıah Whitehead </strong>çaylak sınıfı arasında sayı, asist, blok ve dakika ortalamalarında ilk 10'da. Özellikle asist kategorisinde 3. sırada olması onun için önemli. Ligin en kötü takımını şahlandırmak istiyorlarsa geleceğe yatırım guard'dan başlamalı; öyle de olmuş!

<strong>Brandon Ingram </strong> yeniden yapılanması bir türlü bitmeyen Lakers'ın umut bağladığı bir başka genç yıldız adayı. Sezon <strong>yine</strong> iyi gitmeyince rotasyon yine genç oyuncuların deneyim kazanması şekline büründü. İnce fiziği, uzun kolları ve atletizminin önünde şimdilik bir handikap ama aşılamayacak bir durum değil. Kendisinin sürelerini işgal eden Lou Williams Rockets'a, Deng de bench'e gidince rolü artmaya başladı. Son 10 maçta ilk beşe yerleşince  9.6 sayı %44 yüzdeyle mücadele etti. Saha içi yüzdesi bu sezon için düşük kaldı (%37), ancak sayıda 8. , ribaundda 4. , asistte 10. ve blokta 8. sırada.