29 Mayıs 2017 Pazartesi

Kobe Bryant & Michael Jordan

Y jenerasyonunun kahramanı, basketbol fenomeni ve belki de spor ilahı. Michael Jordan lige adım attığından beri hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Boston Celtics hanedanlığı, Lakers Showtime basketbolu, Detroit’in kötü çocukları ve en önemlisi majesteleri… Kariyerinin ilk yıllarında bireysel etkisiyle üstünlüğünü ligin efsanelerine kanıksattı.


Jordan kendinden önceki efsane isimlere kısa sürede en iyinin kim olduğunu kanıksattı.
Ardından 91-93 arasında 3 kez üst üste şampiyonluk yaşadı. 1994 sezonunda basketbolu bıraktığını açıkladı ve beyzbol kariyerine odaklandı. Basketbolda oluşturduğu efsane imajı bu sporda gösteremedi ve 1995’te yeniden Chicago Bulls’a döndü. Onu efsane haline getiren 23 numaralı forma emekli edilmişti bu yüzden beyzbol takımı Birmingham Barons’da giydiği 45 numarayla basketbola geri döndü.



45 NUMARALI JORDAN


Basketbola dönüşü Chicago Bulls’la yine 3 kez şampiyonluk yaşaması anlamını taşıyordu.

(1997 NBA Finali 5. maçında Jordan hasta olmasına rağmen takımına maçı getirmişti )

1998’de 6. şampiyonluğunu yaşadı. 1999’da efsane chicago kadrosu artık dağılıyordu. NBA’de yaşanan lokavt devam ederken Jordan tekrar basketbolu bıraktığını açıkladı.


(Majestelerinin kariyerinin en görkemli anı)
2001-2003 arasında Washington Wizards’ta yine onu izleme şansını yaşadık ve ardından bir dönem kapandı.
                                           (Jordan’ın son all star maçı)

Ardından yeni yetme bir çocuk çıkageldi. Liseden NBA’e adım atanlar arasında çok göze batıyordu. Jordan’ın hanedanlığı sürerken onla göz göze gelmekten çekinmek diye bir olgu vardı. Ama bu çocuk bu durumdan haberdar değildi ve umursamıyordu da. Kobe’nin Jordan’a benzerliği ilk yıllarda oyun stili ve kazanma hırsından ibaretti. Kariyer gidişatları apayarı ilerlemişti.

Kobe kariyerinin başında dönemin ve belki de tüm zamanların en dominant oyuncusu Shaquille O’Neal ile birlikte 3 yüzük kazandı. Jordan ile yollarının bir kesişimi de Phil Jackson, Tex Winter ikilisiydi. Tex Winter, o meşhur üçgen hücumu icat eden adamdı, Phil Jackson da bunu en iyi uygulayan ve bu sayede Jordan’la 6 şampiyonluk yaşayan koçtu. Kobe-Shaq ikilisiyle 2000’li yıllara damga vurdular. Ama Kobe’nin baskın karakteri, Shaq’ın gayricddi tavırları ve Phil Jackson’ın bu ikiliyi idare edemeyişi bir dönemi noktaladı. Esas Kobe Bryant kozadan çıkıyordu.
Kobe MJ'ın son All Star maçında trash talk yapıyor.

(2003 All Star maçında Kobe ve Michael )
Jordan’ın ilk yılları bireysel başarılar getirirken şampiyonluk yaşayamamıştı, Kobe tam tersi ilk yıllarında 3 şampiyonluk yaşadı. Ardından sancılı dönemlerde takımını playoff yarışına sokma gayreti onu bizim tanıdığımız efsane imajına dönüştürdü.
Kobe 2006da Raptors potasına 81 attıktan sonra MJ ‘ben savunsaydım bir şekilde durdururdum, buna izin vermezdim’ demişti. Kobe’nin, katıldıldığı talk show programında buna cevabı tatmin ediciydi. ‘Son karşılaşmamızda ona karşı ilk yarıda 42 attım ‘.
Bu maç bir bayrak koşusunda bayrağın diğer üyeye teslimi gibiydi. 
Kobe ve Michael aynı boydalar, kariyer gelişimleri birbirine oldukça benziyor.Gençken ikisi de atletik özellikleri ön planda guard’lardı.Yaş aldıkça alçak post’da, ayak oyunlarında ve onlara özgü fade away’lerinde (geriye çekilerek atışlarda) üstünleştiler.Jordan ortalama olarak maç başına daha fazla şut kullanıyordu.Kobe Bryant Jordan’a kıyasla daha iyi bir üçlükçü. Jordan Kobe’ye nazaran geniş omuzlu, kolları ve elleri daha büyük bir oyuncuydu ve fizik gücünü daha çok kullanırdı.Kobe ise savunmaları çabukluk ve kıvraklığıyla alt etti.


(Kobe’nin NBA’de tüm zamanların en çok sayı atanlar listesinde Jordan’ı geride bıraktığı an)

İkisi NBA tarihinin en iyi skorer guard’ları. Ancak gözardı etmeyelim ki ikisi de müthiş savunmacılardı. MJ 1988'de yılın savunmacısı ödülünü alırken, Kobe Bryant yılın savunma beşine en çok seçilen oyunculardan biri.

Jordan'ın kariyer sayı rekoru
                                         
                                           Kobe'nin 81 sayılık maçı



                                        Kara Mamba ve Majestelerinin birbirlerine olan benzerliği
Bu oyuna olan tutkuları ve kazanma hırsları onları diğer efsaneler arasında ayrı bir yere koyuyor.
İkisinin de yeri basketbolseverler için ayrı…

NBA ŞAMPİYONLUK YÜZÜKLERİ

NBA şampiyonlarının yüzükleri...


MJ ile 2. kez 3peat yapan Bulls'un 1996 şampiyonluk yüzüğü.


1997




MJ'in son ve en ikonik şampiyonluğu.



Tim Duncan-Popovich efsanesinin doğuşu 1999!



Tarihin en dominant uzunu Shaq rakiplerini ezip geçerken, Kobe Bryant efsanesi henüz başlıyordu. Bu ikili Phil Jackson ve Tex Winter'ın üçgen hücumuyla ligi uzun süre altüst etti.
                                           2000
                                           2001

2002



2003 NBA Finali 6. maçında Tim Duncan'ın 21 sayı 20 ribaund 10 asist ve 8 blok yaptığını söylememiz yeterli.


Shaq-Malone-Kobe-Payton'a sahip Lakers'ı ezip geçen, son 30 yılın süper yıldızsız şampiyon olan tek takımı 2004 Detroit.

7. maça taşınan efsane bir Final 2005!

Dallas Mavericks 2-0 öne geçtiğinde hiç kimse Dwayne Wade'in süper güçleri olduğunu bilmiyordu.O bu şampiyonluğun mimarıydı. 


Aralarında en Finale benzemeyen Final. Spurs hanedanlığını en üstün Şampiyonluğu. 2007


O muhteşem kariyerinin zirve dönemini yaşayan ve sonunda MVP olan Kobe Bryant'a karşı yıllardır başarıya aç yeni kurulmuş ama şampiyonluğa ant içmiş bir ekip. Garnett'le bir anda çehresi değişen, Ray Allen, Paul Pierce etrafında kurulmuş, Rondo'sundan Eddie House'una, P.J. Brown'undan, Sam Cassell'ine efsane bir kadronun yüzükleri.




2008'deki hayal kırıklığından sonra kadrosunu güçlendiren, özellikle bench'ten gelen oyuncuların enerjisiyle şaha kalkan, pota altında 2 devi ve Kobe Bryant'ıyla LOS ANGELES LAKERS. 2010'da muhteşem finalde 2008'in intikamı da alınmış oldu.

2. turda son şampiyonu süpürerek gelen finalde de geriye düştüğünde Nowitzki ile ayağa kalkan ve Wade-LeBron-Bosh üçlüsünü şampiyonluktan eden Dallas Mavericks.


Wade-LeBron-Bosh'la gelen üst üste 4 final ve 2 şampiyonluk. 2013'te Ray Allen, Mike Miller-Shane Battier'i de es geçmeyelim...



 Wade-LeBron ikilisini ayrılığa sürükleyen şampiyonluk hatırası. Kawhi Leonard'ın doğuşu.




Yeni bir hanedanlık doğdu. 30 küsur yıl şampiyonluk iddiasından uzaktılar ama geri döndüler.



2017 NBA Finalinde de izleyeceğimiz Golden State-Cleveland rekabetinin 2. perdesi.
2015'te GSW CAVS karşısında kazandı. 2016'da da 3-1 öne geçmişti ama kazanmak kral ve arkadaşlarına nasip oldu. Kral hanedanlığına ilk şampiyonluğunu yaşattı. İşte bu şampiyonluğun yüzüğü.




2017 NBA Finallerinde 3. kez karşılaşan Cleveland Cavaliers ve Golden State Warriors! Önceki Finalde 3-1’den kaybeden Warriors basketbol tarihinin gördüğü en amansız takımlar intikamını aldı. Dün gece oynanan Rockets maçından önce yapılan seramonide Warriors oyuncuları yüzüklerine kavuştu…


22 Mayıs 2017 Pazartesi

Türk Sporunun en büyük başarısı?



Türk spor tarihinin en büyük başarısının sevinci ve gururu içindeyiz. Fenerbahçe taraftarı olanlar ve olmayanların uzun zamandır bir arada, tek bayrak altında sevinebileceği ender başarılardan biri yaşandı.  Fenerbahçe Ülker 2013'te Obradović'le anlaşarak hedefinin Euroleage olduğunu zaten belli etmişti. Geçen sezon bu sezondan çok da farklı olmayan bir başarı grafiğiyle gelip son maçta CSKA Moskova'ya yenilmişti. Ancak böyle bir 'kazanan' koça, geniş, esnek ve güçlü bir kadroya sahipseniz aynı noktayı tekrar görmek işten bile değil. Nitekim öyle de oldu ve bu kez CSKA'yı son toplarda deviren Olympiacos karşısında baştan sona önde götüren Fenerbahçe üstün bir oyunla kupayı aldı. 


EuroLeague şampiyonluğunun Türk sporunun en büyük başarısı olduğunun herkes farkında. Lakin bu başarıda türk sporcular sonuca etki eden, fark yaratan bir etken olmadı ne yazık ki. Fenerbahçe özelinde değil ligimizin genelinde türk sporcuların yabancı sporcuların gölgesinde kalması ve genç oyuncu havuzunun daralması milli takımlar nezdinde sorun yaratacak. Devşirme zaten tartışmalı bir konu. Başka bir ülkede yetişmiş sporcunun farklı bir milli takımda oynaması etik açıdan sorunlu. Sorun başka bir ırka, millete ait olması değil, sorun sporcunun yaptığı sporun eğitimi-gelişimi sürecinde katkısı olmadan bu sporcudan faydalanmak. Özellikle atletizm ve bilumum spor dallarında türk milli takımını temsil eden yabancı kökenli sporcular günü kurtarıyor ve madalyalar getiriyor. Ancak esas yapmamız gereken türk sporcuların uluslararası rekabette yer alması için sabır gösterip imkan vermemiz  ve temsil etme fırsatı tanımamız.

















Basketbolda da bunun tezahürünü yaşıyoruz. . 2017 Avrupa Basketbol Şampiyonası Türkiye milli takımı için uzun zamandır şahit olmadığımız derecede olumsuz geçebilir. Emekli olan jenerasyonlar bize en parlak başarıları yaşattı. Ancak şu an tam bir metamorfoz sürecindeyiz ve acilen top yönlendirici bir guard'a ihtiyaç var. Bireysel olarak da şahit olduğum, bu süreçten geçmiş çoğu insanın da başından geçtiği üzere basketbol altyapı seçmelerinde boyun yeteneğin önünde tutulması, yalnızca uzunlara yatırım yapılması kısa oyuncuların yetişmesine olumsuz yansıdıBasketbolu kısaların yönlendirdiğini ve yönettiğini artık kabul etmek gerekiyor. Tempo ve alan paylaşımı basketbol anlayışına yeni nesil guard'ları adapte etmemiz lazım. Bobby Dixon iyi bir oyuncu ama bizim yaramızın merhemi değil. Bu geçiş sürecinde bir süre başarı beklentisi olmadan  genç oyunculardan yeni bir milli takım yaratmak zorundayız.
Finalin İstanbul'da olması ve kupanın bir türk takımı tarafından kazanılması muhteşem bir başarı, umarız önümüzdeki yıllarda türk sporculardan oluşan bir kadro aynı başarıya ulaşır.

14 Mayıs 2017 Pazar

VAHŞİ BATIDA ÇELME


Maçı izlemeyip yalnızca skoruna bakanlar klasik bir Golden State galibiyeti olduğunu düşünecektir. Oakland ilk çeyrekte uzun süredir görmediğimiz bir tutukluk yaşadı. Spurs'ün tempoyu ayarlaması ve Warriors'ın ritim bulmasını engellemesi ilk yarı boyunca devam etti.


İLK YARI 62-42 SPURS üstünlüğüyle sona erdi.
İkinci yarı maçın kaderini değiştirecek olan Curry'nin seri üçlük isabetleri geldi. Fakat Spurs durmuyordu ve farkı 20'de tutmaya devam etti. Houston Rockets serisinin 5. maçı sonunda yaşanan ve 6. maçı kaçırmasına neden olan ayak bileği sakatlığı Kawhi Leonard'ı takip ediyordu. Maçın da o ana kadar ki en iyi oyuncusuyken şutunu engellemeye çalışan  Zaza Pachulia ayağını Leonard'ın inmeyi planladığı yere konuşlandırdı. Kawhi Leonard aynı ayağını tekrar burktu. Serbest atışları kullanıp soyunma odasına gitti.
Spurs'ün 'kirli' savunmacısı Bruce Bowen yıllarca rakip skorerlerin şutlarının ardından bacağını ineceği yere konuşlandırır ve düşmelerine sebep olurdu.


Bu tatsız durumu lehine çeviren Golden State ev sahibi avantajıyla bir fırtına başlattı. Curry'nin 3. çeyrekte bulduğu 19 sayı Warriors'ı son çeyreğe taşıdı. Kawhi Leonard'ın da bu maç için dönmeyeceği açıklanınca rüzgarı tamamen arkasına alan Warriors son darbeyi Durant'le vurdu. İlk çeyrekten bu yana öne geçemeyen Warriors psikolojik üstünlüğü kazanmıştı ki Aldridge yeniden öne geçirdi Spurs'ü. Son anları nefes kesen maçta 25 sayılık farktan gelip kazanan Warriors oldu ve Playoff'larda yenilmezliğini sürdürdü. 

Bu sezon Spurs'te görmeye alışık olmadığımız bir hücum düzeni var. Kawhi Leonard'ın sürüklediği Spurs hücumları onun olmadığı bölümde Warriors karşısında fena bocaladı. Aldridge'in birebirleri ve Ginobilinin yaratıcılığı dışında hücumda çok tıkalı göründüler. Leonard'ın ayak bileğinin durumu bu seriyi çok değiştirecek.
Spurs'te Aldridge 28 sayı 8 ribaundla, Kawhi Leonard yalnızca 23 dakika süre aldığı maçta 26 sayı 8 ribaund ve önemli anlarda Spurs'e önderlik eden veteran oyuncu Ginobili 17 sayıyla oynadı.


Warriors'ta 7/16 üç sayı, 14/26 saha içi isabeti ile 40 sayı, 7ribaund bulan Stephen Curry galibiyetin mimarı oldu. Son çeyrek üs üste bulduğu 10 sayıyla geri dönüşü galibiyete dönüştüren Kevin Durant 34 sayı ile yıldızlaştı.


                                           Kawhi Leonard'ın performansı


                                            Stephen Curry'nin performansı

                                          Maçın özeti

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Isaiah Thomas VS John Wall

Yeni Nesil Guard'lar 


Guard rekabetinin zirve dönemlerinden birindeyiz. En iyisi kim sorusu gerçekten belirginlikten çok uzak. Ancak tanımlamalara bağlı olarak birini ötekinden üstün tutabiliriz. 'Oyun kurucu ' tanımının son temsilcisi, takım arkadaşlarını besleme ve organizatör tanımı içersindeki son point guard belki de Chris Paul. Paul bu apoleti Jason Kidd ve Nash'ten devraldı ancak bu tanımı devam ettiren bir oyuncuya bırakmayabilir. Guard tanımlarının esnemesi, 1-2 pozisyonunun iç içe geçmesi yeni nesil guard'ları meydana getirdi. Süper atletik, nitroluymuşcasına süratli ve daha çok skor bulmak ve savunmayı delip geçmek üzerine evrimleşmiş guardlar. Gelmiş geçmiş en iyi şutör olma apoletini omzuna takmış, 2 kez en değerli oyuncu ödülü almış (2016 MVP'liği oy birliğiyle) Stephen Curry. Guard'ların Shaquille O'neal'ı Westbrook ve D'Antoni'nin Nash olma görevi verdiği James Harden MVP yarışında amansız bir mücadele verdi.

Kyrie Irving kritik anlarda sorumluluk alan, gerektiğinde pedala asılan bir skorer ve top hakimiyeti konusunda fizik kurallarını ihlal eden bir oyuncu.


Tüm bu oyunculardan ayrılan iki oyuncu var. John Wall eşsiz bir sürati var. Kimse tam sahada ondan daha hızlı ayaklara sahip değil. O hızlı hücuma çıkarken görüntüleyebilmek için phantom kamera teknolojisinden faydalanmak iyi bir fikir olabilir. Bu sezon itibariyle tek eksik yönü olan şutuna da güvenmeye ve kullanmaya başladı.
Isaiah Thomas Iverson'dan beri fizik dezavantajını bir ikona dönüştürebilen ilk isim. Iverson kısa bir sürede NBA seyircisinin hayranlığını kazanmıştı. Isaiah 2011 2. tur 60. sırada seçilen bir oyuncu olarak MVP ödülü için adı geçmesi muhteşem bir başarı hikayesi. Savunmada fizik dezavantajı takımı için bir zayıf karın ama hücumda yarattığı mucize etki seyircileri büyülüyor. Bu sezon doğu konferansında son şampiyon CAVS'in önünde 1. bitirdiler ve bunda Brad Stevens'la beraber en büyük sebep Thomas. Kız kardeşini bir trafik kazasında kaybetti ama Playoff maçında takımını sahada yalnız bırakmadı. Savaşarak yüzleşti bu acısıyla. 


Küçük dev adam bu sabah oynanan maçta 19/33 saha içi, 5/12 üç sayı, 12/13 serbest atış ile 53 sayı attı. Celtics tarihinde bir Playoff maçında 50+ sayı bulan 5. oyuncu oldu. Son çeyrekte gösterdiği dirayet ve çaba onun basketbol karakterinin bir yansımasıydı. Washington'ın seriyi 1-1 yapabileceği maçta yine öne çıktı ve ibreyi Celtics'e kaydırdı.
John Wall uzatmayla beraber 47 dakika sahada kaldı ve 40 sayı 13 asist yaptı ama seride 2-0 geride olmanın baskısı var ve artık evinde kazanmak zorunda.