29 Ağustos 2014 Cuma

ROTA: FARKLI BİR GÜN

ROTA: FARKLI BİR GÜN


Ama o gün farklıydı uzun süre sonra barışmışız, aramızdaki buzlar erimiş ve yine karşımdaydı.
Yine de o ''özgüven'' denilen tanrı tarafından Ajdar gibilere hunharca dağıtılan, benim gibilere piril'in
yanındaki promosyon olarak yapıştırılan ürün gibi az oranda verilen şey yüzünden söyleme niyetim yoktu.
Ta ki ''nasılsın nasıl gidiyo Diloş'' isimli klasik sikindirik soruma ''üniversite için Antalyaya gidiyorum'' cevabıyla beni dağıtması ve akabinde ''ne zaman yaaa?'' - ''birazdan yola çıkıcam ehe ehee:)''. NASIL AMK BARIŞMIŞIZ TAM MORALİM UZUN SÜRE SONRA TAVAN YAPMIŞ YİNE NE YAPTIM TANRIM DİYORUM.

Yine o ana ait bir adrenalin patlaması ve gelecek kaygısıyla (ya söyleyemezsem ve onu kaybedersem gibi düşünceler)
o zaman ben yarım saat sonra geliyorum beni görmeden gitme tembihiyle ışık hızı adını verdiğimiz tabanvay sistemiyle eve ulaştım.Yalapşap bir şeyler yerken aklımda sadece ne olursa olsun bir şeyler yazmak vardı.Hala da üzerine yıllarca düşünsem bu kadar net ifade edemeyeceğim cümleleri sıraladım özet olursa;
''Sen benim iyi ve kaybetmek istemediğim bir arkadaşımsın, benim için değerlisin.Antalyaya gitmen beni üzse de orada başarılı ve mutlu olmanı diliyorum (bunu gerçekten dilediğimden emin değilim çünkü üniversite için şehir değiştiren her masum kız gibi hücumbot çaçalara akşam yemeği olması korkusu ve onu kaybetme hissi olacaktı) ve nihayetinde asıl konuya gelirsek seni ilk tanımamdan itibaren arkadaşlık dışında da sana hisler besledim bla bla bla iğrenç klişeler ama manalı olmasını umduğum cümleler ve arkadaşlığımız bozulmasın diye demedim bilmem ne...
Bu tabi ''ayy choq romantıq'' diye de yorumlanabilir.

Baskete diye çıkıp tek amacım bu yazıyı o gitmeden ona ulaştırmaktı tam da giderken yakaladım az çok farkında olduğunu düşündüm gitmeden verdim, iyi yolcululklar diledim, ertesi gün döneceğini ve sadece ön kayıt
için gittiğini söyledi.Kafamda iki düşünce VS atıyordu

Ananskiiimm ben ne yaptım lan :/  VS Ohhhh bee nihayet içimdeki canavardan kurtuldum en azından söyledim

Ardından hiç bir konuşma geçmedi.İçim içimi sikiyordu, tepkisini merak ediyordum; iyi mi ettim bilemedim zaten kayıt için gitmişti geri gelecekti ve ne olacağından habersizdim.

Döndüğünde;
hiç bir şey değişmemiş gibiydi konuşma fırsatımız olmadı ama arkadaşımla markete girerken gördü bizi ve selam verdi.
İçimden hasktir ya okudu mu lan, ya iyi sonuçlandıysa diyordum....
Marketten çıktan sonra orada dükkanları olan mekana girdim ve selam, nasılsın gibisinden zırvaladım bir farklılık yoktu akşam gelir misin dışarı dedim ''bakarız .s.s.s'' gibi bi şekilde yanıt aldım çıktım.Hiç bir sorun yoktu kafamda milyon tane senaryo vardı.
Bu arada bizi barıştıran kurtarıcı  Sedayla da kominikasyonu bozmamıştık ki muhabbetini sevmiştim.Onla konuşmamız Dm'den whatsapp'a taşındı; bu samimiyeti ilerletme ve konuşmayı artırma açısından önemliydi.Onun hakkında az çok konuştuk Sedayla ki onu şaşırttığımı, bir kız için
verdiğim çabayı takdir ettiğini belirtmesi beni onurlandırdı.Fakat gel gelelim beni üzecek bir şey söyleyecekti az sonra...


KÖTÜ SÜRPRİZLER

''Aranız nasıl?''dedi .'' ''valla gördüğümde iyiydi iki dakika uğradım aynıydı'' dedim. Öyle değilmiş.
Olay benim yaşadığımdan farklı olarak onun anlattığına göre; ben onların dükkanına gelmişim, o beni terslemiş ve dükkandan kovmuş...Dedim güzel filmmiş yönetmeni kim? Gülerek karşıladım çünkü böyle olmamıştı.Sinirden ne yapacağımı bilemiyordum.
NEDEN AMK!
Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum uğruna ne çabalar harcadığım kişi hiç olmayan şekilde senaryoları türk senaristlerine ait berbat bir sitcom yazmıştı.
Benim yaşadığım olay bu şekilde olmadı dedim.
Kız da üzüldü halime; ben yine kapandım kendi içime .Bu arada bi tecavüz etmediği kalacak şekilde mesajlar aldım mağlum hatun kişiden.
Tek cevap yazdım ''amacım seni hayal kırıklığına uğratmak değildi artık söylemek istedim vb ''ve bağlantımı kestim, ümitlerimi geride bıraktım.

ÇÖKÜŞ

Çooooookk uzun zaman önce bundan çok uzak bir galakside jedi'lar eheh ehhe
Sedayla samimiyetimizi ilerletmiştik ki bu benim için yeni bir şeydi çünkü kızdan samimi dost olmaz sığlığıyla düşünürdüm.Lakin en yakın arkadaşlarımla konuştuğumdan daha uzun konuşma süreleri elde ettik ve pole pozisyonunda Fernando Alonso'ya tur bindirdik :)
Gece 4lere kadar sıkılmadan konuşabilmemiz iyi bir arkadaşlığın temellerini hızla örüyordu.Arada ister istemez tanışmamıza vesile olan konu ve hatun kişi lafa gark oluyordu.Unutma aşamasına geçsem de bir arkadaşı olarak da okul işini ne yaptığını nasıl olduğunu merak ediyordum ve sordum...
Antalyaya gitmediğini öğrenince üzülsem mi sevinsem mi bilemedim tabi.Gidiyor diye itiraf ettim gitmedi, aramız kötü ve yine onu çevremde görecektim;acım azalmayacaktı.
Sonradan öğrenecektim ki belki biraz afallamama sebep olacak ama onla Sedayla konuşmalarını görmem, instagramda bazı fotoğraflarımı tekrar
beğenmesi, takip etmesi, facebooktan istek göndermesi (ki ben kötü tepki aldıktan sonra sorun olmaması açısından silmiştim ve takibi kaldırmıştım
her yerden) şaşırtmıştı.
Noluyoruz amk dedim.Sedayla konuşmasında geçen cümleler yoksa...o_O gol mü geliyor dedirtti yine ufaktan tünelin sonunda ışık gördüm.
(METALLICA'NIN NO LEAF CLOVER
ŞARKISINDAKİ SÖZLER GİBİ TÜNELİN SONUNDA BİR IŞIK VARDI AMA O ÜZERİMİZE GELMEKTE OLAN BİR YÜK TRENİYDİ)


Konuşmaların ekran görüntüsü elime ulaştı.
Seda:Takip etmeceler falan hayırdır?
HATUNKİŞİ:Bugün kapısını çalıcaktım cesaret edemedim
S:Özledin mi?
HK:Yani
S:Konuşsanıza
blalblablallbalbl... ekran görüntüsü görürüm, ben yine darmadağın, ne hissedeceğimi bilemem.
Bu hislerime karışılık ağzıma sıçması üzerine bu konuşmayı görmem ama yine de kapımı çalsa ne yapacağımı bilemem
(o kapıyı çalsa kapıyı sevinçten tümden içime alırdım ) o_O !?WHERE IS THE JUSTICE MÜDÜR?

Ertesi gün bir mesaj da bana gelir
hatunkişiden -''konuşmalıyız''
Sığır(ben): ne hakkında (ebenin amı ne hakkında olabilir ''foklar çok yalnız Alihan bir şeyler yapmalıyız'')
Olur konuşalım nerede ne zaman?
Hatunkişi:Sitede, bugün.
Sonuç olarak ben yine utangaç yapımla eh ehe ben bir dışarı çıkıyorum arkadaşnarnan oturucaz diye çıkarken kapıda onu görmem ve göt olmam ,gülerek karşıladı nasılsın falan... garipsedim bıraktığımız gibi olamazdı çünkü en son bıraktığımızda ağzıma sıçmıştı hanny :/ .
 İyi ne olsun derslerim başlamadı sen ne yaptın  okul mokul vb... zaten asla konuşamayacağım elim ayağıma dolaşacağı bir mevzuda en fazla yazarak bişe yapabilirdim öyle yapmıştım.Daha atacak bir kurşunum var mıydı bilmiyorum.
Yine her zamanki gibi konuşacaklarımı hazırlamıştım kafamda. (Belirtmek gerekir; önceden böyle konuşmaları kafamda sıkça münazara ettiririm.)

ŞİMDİ İKİNCİ ROUND:KONUŞMAM GEREKLİYDİ

Daha önce herşeyin provasını yaptığım gibi burada da ne cümleler kuracağımın planını izliyordum.Az çok kem küm kendimi ifade ettim.
Bir arkadaşının seni gizlice seviyor olması kötü bir şeye geldi ki orada dur dedim ''ben seviyordum zaten sonra arkadaş olduk arasında ciddi fark var.''
(kronoloji biliminin önemini ve olay örgüsünü açıklar gibi çek keke)

Bu konuyu konuşurken ağaç banklar adını verdiğimiz grinin ve yeşilin cümbüşü olan tepe bir yerdeyiz ve arada göbeği dizine inmiş teyzeler yürüyüş yapıyor tabi arada ''ben seni se...işte geçen yine Brükseldeyim lahana bakıyoruz falan'' şeklinde geçiştiriyorum teyzeler toz olana kadar.
Bu kadar ciddi bir konuda bile güldürükçülüğümü konuşturuyordum lakin benim için berbat bir gün olacaktı.Az buçuk oturduk zaten o anlarda da hatunkişinin ''benim sana kötü davranmamın sebebi benden soğuman içindi'', işe yaradı dedim unutmaya yakındım zira. 
Devam etti;''bana da oldu eskiden geçer, geçecek biz arkadaşız ben öyle görüyorum'' ben sevdiğğğğim kızzz baaanaa aa aağğbi deyince'' modunda...


Daha dramatiği ''ben de eskiden arkadaşıma aşık oldum diye bahsettiği kişiyi ben de tanıyorum'' içlerimde derinden bir ''hasktir'' ve ''ooohooooo bi bana yürümemişin zaten onu da yapsaydın ne olurdu hem benim gönlüm de olurdu gibi saçma fikirler geçiyordu''.İyice godoş hissettim.
Finalde kalkmadan bak bu geçecek sen benim iyi arkadaşımsın gibi cümlelerin ardından ben de lafa girerek '' ben seni öyle görmek istemiyorum aslında bir daha seni görmesem daha iyi bile olur'' demeye getirdim ve ''ben senle arkadaş kalmaya devam ettiğim sürece sen başkalarıyla olmaya devam edicen ve ben evdeki kum torbasını eskiticem arkadaş kalmasak daha iyi dedimdi'' öyle olmadı tabi.Zira geçmeye başladığını düşündüğüm bir dönemdi yine bir şekilde aklıma girdi.Ben o sırada sağlam temeller kurduğumuzu bahsettiğim Sedayla konuşuyordum ve onla konuşmak beni terapi ediyordu bir yerde.O da benim yaşadıklarıma yakın olaylar yaşamıştı empati yapabiliyor en önemlisi dinliyordu bu benim için tarifsizdi o dönemde.O konuşmanın akabinde tayfamızı yavaştan evlerinden çağırdık kaleci Volkan misali...
Toplandık eski günlerdeki gibi, olaydan haberdar arkadaşlarım şaşırdı tabi ''barıştınız mı ne oldu ne bitti?''
Bakışlarıyla beni süzüyorlardı.Sancılı bir akşamdı bir şeyleri netleştirmek için beklemediğim kadar medenice konuşmuştuk ama bana göre
hiç bir şey netleşmemişti.
Konu erkek arkadaşından açıldığı her an ''ben hala burdayım amınskiim'' ifadesiyle somurtuyordum.O gün bir şekilde sonlandı soru işaretleri ve düşünce karmaşıklığıyla...


PUZZLE

Onun arkadaşlarımla görüşmesi benim açımdan sorun değil ama anlayışlarına sığınarak ben onu görmek istemiyorum o varken beni çağırmayın,
 takılmanıza bakın diyerek tek takıldığım zamanlardan biriydi.Herkese mesaj attı kafede buluşalım.Zaten kafe dediği yer sitenin ultra boktan,
hizmetin sıfırın altında olduğu kahve bozması bir yer ve işleten herifin de bizim tabirimizle SİNEK olması benim orada hemide Hatunkişi varken gitme isteğimi sıfırladı.Yolda iki yandaşla konuştuk ben o varken gelmek istemiyorum; basket oynarım siz bir ara gelirsiniz dedim.
Anlayışlarıyla ''tamam kanka sen de bir ara o gidince gelirsin'' dediler ve ben yukarıya sahaya çıktım benim açımdan özel bir gece olacaktı.

Tahminleniz boşa çıkacak hatunkişiyle ilgili değil; o da benim gelmek istememi anlamış olacak ki uçmuş, arkadaşlarım tamam kanka sen gel demişlersede ben çok sallamadım.Neden hatırlamıyorum o gece ekstra bir öfke ve hırs içindeydim heralde hatunkişiyle de ilgiliydi.
En başta bahsettiğim Air alert antremanının son hareketi olan burnout'u yapacaktım.
15 haftalık bu bacak egzersizi basketbol oynayan insanların smaç basmasına yardımcı olan bir program.Riskleriyle, acılarıyla, sabır zorlamasıyla, kas ağrılarıyla vaadettiğini gerçekleştiren bir program gerçekten.
Kendime bir söz vermiştim basketbolcu olamayacak olsam da smaç basmayı çok istiyordum ki boyum 1:73 gibi smaç basmak için namüsait bir boy.Yapan var elbette ama ciddi çalışma ve efor gerektirecek bir olay.Rüyalarımda gördüğüm kadarıyla olağaüstü bir şeydi.
Gerçekleştirmek çok istiyordum.Geçen yıllardan beri çembere durduğum yerde asılabiliyor ama çok saçma şekilde koşarak ivme kazandığımda
aynı yüksekliğe erişip basamıyordum.Son hareket 600 civarıip atlamaydı ben eğer yanlış hatırlamıyorsam 800e yakın ip atladım ve sahada
yapayalnız oluşum bu durumlar ve hırçınlıkla denemek istedim.İnandım basacaktım bu kez...
Denedim hiç beklediğim gibi olmadı yarıda kalmıştım hiçbir fark yoktu o kadar çalışma 6. haftaya kadar gelmiştim ve hüsran.

Bir öfke harbinin ardından  boğa öfkesi gibi derin derin nefesler aldım, neden dedim neden amk o kadar çalışmanın karşılığı bu olmamalı geriye
döndüm aynı noktaya.Çemberin içini düşünerek hareket edecektim amaç o lanet olası topun çemberin götüne zımbalamak olacaktı.
Kaçıncı denemeler bilmiyorum ama 20-30 kez arka arkaya çok ciddibir efor sarfettim ve kendime de inanamayarak üst üste maksimum sıçramayı sağladım.3-4 kez istediğim gibi basabildim; evet olmuştu artık, hayalimi gerçekleştirmiştim.


Kobe'nin Türkiyeye gelmesi ve benim gidip onu canlı canlı görürkenki hissi yaşadım.Hedeflerimden biri daha zaferle sonuçlandı.O sırada sahanın üst tarafında fitness salonunun sahibi ve tabiki hocamız sayın Kaliforniya valisi Yılmaz Abi cama çıktı ''yetmedi mi hala spor yapıyorsun ''dedi.
Ki o gün fitness'ın üstüne air alert'i yapıp bir de smaç basma eforunu göstererek bir Çılgın Sedatlık yapmıştım.Cevap olarak da basketbol sayılmaz abi
dedim.Ki gerçekten de başka bir şeye harcadığım gücü kullanmıyordum basketbol oynarken.
Sanki basketbol oynarken kasları değil çiğ gücünü kullanıyordum amk. O değil de smaç bastım hocam diyesim geldi de arka arkya bastıktan sonra bitkindim ve bacağımın arka kısmı ve bileklerimin zorlandığını hissettim oturdum, duruldum.

O sırada nihayet arkadaşlarım sahaya geldi, muhabbet koyuydu içten içe nerdesiniz amk iki saattir tek tabancayım triplerindeydim.
-Gençler bir şey söylicem ama inanır mısınız bilmem.
-!?
-Beyler demin smaç bastım.
-Afferin, şuku, bilmem ne tebrikleri kabul ettim ama yine de tanık olsunlar diye denediğimde paso karavanaydı, basabileceğim anlaşılıyordu ama istediğim gibi yapamadım çünkü sıradan çinko karbon pillerden kullanıyordum 10 kata kadar daha uzun ömürlü değildim yoruldum ama arkadaşlar inandı neticede.



...STAR WARS A NEW HOPE___