Kasım 2014
Sedadan
geldiğini okuduktan sonra ayıqsdığım bir mesaj geldi.Öngörmüştüm tekrar
yazacağını ve gerçekten öyle sonuçlanmıştı.Benden haklı bir sebeple nefret
ediyordu ama ben yine de bunu hak etmediğimi düşünüyordum içten içe.Ama susmayı
tercih etmiştim.Çünkü onla girdiğim hiçbir tartışmada haklı çıkamazdım.Genelde
o haklıydı.Belki de nefreti bile haklı.O bana platonik bir yıkıntıdan sonra
destek oldu, sohbetini paylaştım ve siklenmediğim kızla bile bu kadar iyi
anlaşamazdım.Tabularımı yıktı.Ben asosyalin biriyimdir onla görüşmek için
karşıya gitmiştim.( NE YANİ BÜYÜK Bİ FEDAKARLIK MI BU AMK)
Hatta
gerçekten yakın olduğumuzda bana Dilaranın beni gösterdiğini ve şakayla karışık
aramızı yapma durumu söz konusuymuş.Ben ve eşsiz hafızam.Bu mevzuyu
hatırlıyorum, Dilara gerçekten bir arkadaşına beni bahsettiğini söylemişti.Tam
bir çıkmaza girmiştim.Çünkü bu kadar zaman geçirince Seda’dan da hoşlandığımı
düşünmüştüm bir ara…
Mesajında
bana haksızlık ettiğini ve özür dilediğini yazmıştı ama ben yine de sanki o
yazıda bile bir sitem hissetmiştim.Tekrar okumuş yazdıklarımı.Belki farklı bir
kafayla.Adının geçtiği yazılara hönkürdüğü için kaldırmıştım onla
alakalıları.Ama fark ettim ki o kadar onla ilgiliyimiş ki, onu çıkardığımda
anlatacak şey kalmıyor.Cinyıs olduğum için adını değiştirip tekrar
düzenlemiştim yazılarımı.Tesadüfen tekrar denk gelmiş farklı isimde olsa da
kendisi olduğunu anlamış haliyle.Ben de onun benim hayatımdaki kurtarıcı
rolünden bahsetmiştim en nihayetinde.Ama o kötü döneminde zaten alıngan yapısı
olan biri için kabul edilemez bir hataydı ve sayfalarca ağzıma sıçıp beni bile
hayattan soğutmayı ve ondan ümidimi kesmemi sağlamıştı.Mesajını tekrar tekrar
okudum.Numarasını silmiştim ama o mesajın geldiği numaraya bir şey yazmamı
beklemiştir heralde.Beklediği gibi olmadı.Muhtemelen benim onun yazmasını dört
gözle beklediğim, tuş kilidini açıp yazmış mı ‘’paradise garden ‘’dediğim
günlerdeki gibi beklemiştir.Merak etmiştir tepkimi.Ne yazık ki hevesim
kalmamıştı.Cevap verecek bir şey de düşünmek istemedim.Bir kaç kez daha
okuduktan sonra sildim mesajı, numarasını ve yazma ihtimalimi ortadan kaldırmak
için.Çünkü biliyordum kısır döngüye dönüşeceğini.
Aralık 2014
Size ''saygı''kelimesinin en acı kullanımını göstericem bir yere kaybolmayın genç padawanlar...
Yine
eksikliğini hissediyorum.İletişime geçmek için bahane arıyorum.Yine benden önce
davranması için yalvarıyorum.Ayrıldıktan sonra ilk o yazmıştı, çok barizdi
yazmaya yer arar bir konuydu yazdığı.Bizimkine benzer bir kedi görmüş ve
konuşmaya başladık.Herşeyden öte tekrar yazmasına çok sevinmiştim; kasımda
doğum günümde de yazmasını beklediğim üzere ilk kutlayanlardan biri o
olacaktı.Bunun benim için anlamı çok büyüktü.Ama sonra yine koptu gitti
benden.Sonra öğrendim ki numarasını bile değiştirmiş.Ben gerçekten merak
etmiştim iletişimden kopunca… Onu üstlenmiş hissediyorum çünkü.İlk kez birini
sahiplenmiş hissediyorum.Bağlantımızı koparması da onun bana yazmasını
engellemesiymiş.Bu çok anlamsız gelse de umut göremediği için, siktiğimin
mesafelerinden belki de benden bir cacık olmayacağından noktayı koydu.Çok dil
döktüm ama aramızın asla kötü olamayacağını söyledi.
-seni üzdüğümü
düşündüğüm için uzak kalmaya çalıştım
·
ve bu böyle devam edecek
bilerek cevap vermedim
defalarca yazdım geri sildim
hattımı bile
değiştirdim ulaşma bana artık
Hıyarto ben-istersen cevap verme sadece iyi olduğunu bilmek istedim
peki
ben de çok şey söylemek istiyorum kısa sürede çok şey kattın bana bu
değişmez , yani aramın kötü olmasını istemiyorum senle
gözlerine yandığım:-böyle işte beni kötü bilme yeter gerçekten sana karşı
herşey bende ilk günkü gibi
hayır
bu iletişim tamamen kopmazsa ben sana yazarım kendimi tutamam benim gelgitlerim
var insanları çok rahat üzebiliyorum bu benim karakterimle alakalı belki ama
hiçbir şey umrumda olmayabiliyor umrumda olmamandan korkarım
seni üzmekten korkarım
Ben tabi mal
olduğum için bundan daha da uzun olan konuşmada tek odaklandığım şey ‘’sana
karşı her şey ilk günki gibi’’ kısmıydı.Bütün bu imkansızlıklardan ayrı olarak
onu hayatımın iyi olan kısmı olarak görüyor olduğum için şimdi konuşamadığımdan
kendimi kötü hissediyorum.Çiftleri görmeye tahammül edemiyorum.Daha önce ben
seviyordum, karşı tarafın haberi bile yoktu, ben seviyordum itiraf etmiştim
karşı taraf sallamamıştı bile veya boşluktaydım.Boşlukta olmak, sevmemek bile
daha iyi galiba.Bu sefer karşı taraf da seviyor , ben de öyle ama boktan kader
bizi aynı meridyende konuşlandırmıyor.
Numarası
değişti, facebooku kapalı, twitterı yok, instagramı da kilitli ve beni kabul
etmiyor.Ben onsuz yaşayadurdum bir aya yakın daha 3 ay toplam.Yaşanıyor
yaşanmasına ben hep yalnızdım zaten.Hep tek tabanca vakit öldürdüm, kurtarıcımı
bekledim.Sen aramazsan o seni bulmuyormuş.AAA halbusi Selin bulmuştu beni.O
yazmıştı bana.O görmüştü beni rüyasında.O inandırmıştı birinin beni
sevebileceğine.O kabullendirmişti bana bir ümit olduğunu…
Gerçekten
diet büsküvi gibi günler yaşarken bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyordum.Aslında
doğrusu herkesin yaptığı gibi bir aşktan kurtulmanın yolu yeni bir maceraya
atılmak.Ama ben bu kızı es geçme
niyetinde değilim.Hiç bir kulvarda bu kızın eline su dökecek biri beni sevmez
de zaten.Ben öyle birini bulmak için çaba harcamak istemiyorum . Ayrıca idolü
Kobe Bryant olan birinin James Hardenı yeni idolü kabul etmesi mümkün
değil.Selin şu an benim için MJ-Kobe gibi bir seviyede.Yeni birini bulup onu
unutmak istemiyorum.Hiçbir zaman o avcılardan olamadım.(SÖZÜM MECLİSTEN İÇERİ)
Plansızlık
üzerine bir planla Selinin en sevdiğim fotoğrafını çizmeye verdim kendimi.Onla
birlikteyken de bu fotoğrafını duvar kağıdı yapardım( yalakalığı fava at
bekle).Ama cidden hastası olduğum bir karesi.Saçı, gözleri, minik burnu,
gülüşü. Yaratıcıya inancımı kuvvetlendirdiğinden bahsetmiştim tam da bu
fotoğrafı işte.Bir yaratıcı olmalı ve bu kıza ciddi bir kıyak geçmiş.Ben ise bu
ara kesinlikle Suriyeli dilenciler gibiyim.Saçımı sakalımı
kestirmiyorum.Homeless gibi dolanıyorum. Bahanem de Selin. O benim daha iyi
olmama mazeretim. O olmayınca denklem çöküyor.Buna inandırdım kendimi.Saçım
uzatıkça daha da tiksinç oluyorum.Babamda durduğu gibi durmuyor uzun saç.Ben 3
numara adamıyım.6. sınıftan beri öyle alışılagelince de biraz uzatınca tepkiler
yağıyor.Küfürlü telefonlar geliyor inanır mısın azizim.Umutsuzca bir strateji
belirledim. Önce instagramdan çakma hesapla takip edip çizimimi taktim etmeyi
ve geri dönmesini umucaktım,sonra daha iyi bir adım atmayı düşündüm.Ablamın
şirketi bir kargoyla çalışıyor ve bazen dayıma, babama, dedemlere bir şeyler
yolluyoruz oradan.Ablam az çok konuyu biliyor onun aracılığyla kampüsüne
yollayabilirim.Zor da olsa adresi buldum.Kgb ajanı titizliğinde haritaları
inceledim.Google görsellerden bir kez attığı fotodan orası olduğunu çıkardım. Eğer
oraysa illa bir şeyler olur; olursa veya çuvallarsa ne olacağı hakkında bir
fikir yürütmüyorum.Sadece domino taşına vurucam ve ne olacağını beklicem.Bu
arada sitedeki öğretmen abinin spidermanini hala vermedim amk.Konu kilit…
Ben bu ucu
bucağı görünmeyen fantastik planlarımı yapmış utanarak ablamı haberdar etmiştim
mektup ve çizimlerimden.Sonucu düşünmeden sadece yapmış olmak , bir şeylere
müdahale ettiğime inanmak için yapmışım bunu.Yolladım ve ne olacağını
beklemedim bile.Kendi boktan rutinime geri döndüm.Arkadaşlarıma vakit ayırdım,
sporla ilgiendim vb.
Final
sınavlarımın bittiği gün büyük rahata ermeyi planlıyordum.Sınavdan önce Smç
birkaç mesaj atmış ve arkadaşlarıyla siteye geleceğini yazdı.Üstüne sınav
öncesinde aradı.Hazır bahanem de varken iki gün üst üste Onurla beni ekmesine
kızgınlığımın üstüne sınavda aradığını ve zor durumda bıraktığını söyledim J biraz vicdan yapsın pezevenk.İyi
kötü atlattım sınavları kurtuldum ve eve dönmeye koyuldum.Ne mümkün! Kazım
Karabekir otobüsü şoförüyle kavga edip otobüsten inmem mi dersiniz ahiret günü
gibi toplanmış cins cins insan
kalabalığı mı istersiniz tıkış tıkış berbat bir yolculuktu.Ben eve varana kadar
soğuktan dolayı Smçler dönmüştü, özür diledim ve eve vardım nihayet.Gün değerlendirmesini
Onurla yaparken bir şey oldu.Elim ayağıma dolaştı.O heyecanı sevenler
bilir.Selin arkadaşlık isteği yollamıştı.Aklımda binlerce düşünce peyda
oldu.İyi kötü bir tepki alacağımdan korkuyla karışık bir heyecan vardı.
Ablam da
sürekli soruyordu cevap geldi mi diye.En azından onu cevaplandırmak adına bir
şey oluyordu.15 dk baktım ne yapacağım, ne yazacak da ben ne cevap düşüneceğim
diye.Bir iki saati öyle devirdim duş muş derken kabul ettim ve rahatladım.Yazdı.
Selin
-selam
Ben okyanus
+Selam
-Naber
+bilemiyorum
seni sormalı
-Ben ayni
Ne var ne yok
+Hersey aynii sende ne var ne yok
Acayip sıkılıyorum ve iyi hissetmiyodum
da
Yazınca bi elim ayağım gitti ne yalan
söyliim
-Hadi yaa sakiin ol
+Yolladığım ulaştı mı
-Hangisi
+Beni telaşa sürükleyecek bir soru bu🙇
sana bişe ulaştı mı?
-Hayir nerden attin ne attin simdi
istiyorum her neyse
+Hadi canım?
Beni mi deniyosun sana mektup yolladım
ve bişeyler daha
-Nasil ya nerden
+Dava açıcam o kargoya
-Oha
-Ne kargosu saka mi yapiyosun
+Ben ulaştı da yazdın sandım
Hayır ciddiyim
-Saka yapiyosuun
-Ne kargosu sen benim adresimi nerden
biliyon ki
+Cidden yolladım😅
Hahah saka gibi suan ben de saniyorum ki
mesaj falan atin
Falandır filandır muradıma erdim
diyelim.Umutlandırdı ,
‘’
Çok şükür vicdanı kurumamış, kalbi taşlaşmamış hala birileri var
bu ülkede. ‘’ dedirtti.
Muhabbet sarmış olacak ki facebook kasıyor numaranı yaz dedi.Bu
bir yerden tanıdık geliyor.
Aynısını ben yapmıştım.
Bu hareketler hoşuma gidiyordu.İştahla konuşuyordu.Yazamayınca ben
sabırsızlanıyordu.Her şey güzel gibiydi yine.Mektubumu çok merakta bıraktım.
İlk kez bir sürprizi bok etmedim.Bir haftayı aşkın konuşuyoruz ulaşmadı mektup
çünkü o Adanadaydı, ben okulda olur diye Mersine yollamıştım ve dün geri geldi
mektup.Şu sıralar yollayıp yollamamak konusunda bile kendimle
müzakereleşiyorum.Çünkü beklediğimi bulamadım.Sohbet ilk halini bulmuş gibiyken
ve beni gerçekten mutlu ederken çok üst düzey bir bok oldu.Çocukluk
fotoğraflarımızı atıyoruz birbirimize ve beni gerçekten güldüren bir
fotoğrafının altına ‘’dünyayı gıyametten kurtaracak akla sahibim akıl
zenginiyim’’ geyiğini yaptı.Bu çok basit bir örnek ama bu eğlenceli muhabbet
benim için en önemli şey.Gerçekten çok güldüm ve dedim bu o ya.Uğraşmak
isteyeceğim kız bu.Büyük bir laf edeyim dedim.
‘’Sohbetini çok seviyorum, bu şekilde rahat olabildiğim bir Onur
var ama o bir erkek ve ona aşık değilim.’’
Dedim…
Demez olaydım, Dilara beni siktir ederken bile bu kadar şu
an gerçekten yaşandı mı!? Neden oldu ki böyle bir şey? Mutlu olmam neden bu
kadar zor?.. diye geçirdim içimden.Başımdan kaynar sular döken cümleler geldi.
-Aşk mı? Oooo böyle olmamalı.Ben değilim.Ama saygı duyuyorum…
SAYGI
Saygı
hayatta çok önemli bir şeydir.Ama sana aşık olduğunu söyleyen birine en son
duyacağın duygudur.Ben iptal ben wefad tabi…
-Sana aşığım.
- Fok balıkları çok yalnız (neden onlara balık diyorsak!? o_o )
-Seni seviyorum
-O değil de Türk futbolu nereye gidiyor hafız?
- Senden hoşlanıyorum
- Önder Açıkbaş nasıl ünlü oldu?
-Sana karşı hislerim var
-Sayısal lotonun bu haftaki kazanan rakamları şunlar...
Orada ben zaten eksilerdeyim.Az
konuşuyoruz.O da çok hevesli görünmüyor ve bu canımı sıkıyor.Tekrar konuşmaya
başlayınca umutlanmama neden olan o duygular yerini umutsuzluğa bırakmaya
başladı.Tereddütüm hat safhada olsa da ben o mektubu ona ulaştırmaya
kararlıyım.Yarın tekrar yollayacağım.Bir şeyleri değiştirir mi bilmem ama ben
çoktan umudumu yitirdim.Benim onu sevmem , aşık olmam sonradan oldu zaten.O
beni seviyor diye sevmiştim onu, çok güzel bir de, bir de kafa uyuşması ,bir de
bir de …
Sevmediklerin
derdin olur genelde, sevdiklerin ise mutluluğun.Birini öyle bir seversin ki hem
derdin olur hem umudun.
C.Palahniuktan alıntı yapmaya yaşıyorum zaten orası
ayrı da benim umudum olsa negzel olmaz mı!?